Türkiye’de tütün kullanımına bağlı ölümler alarm verici boyutlara ulaştı. Yapılan son açıklamalara göre, ülke genelinde her 24 saatte yaklaşık 300 kişi sigara ve diğer tütün mamulleri yüzünden hayatını kaybediyor. Bu insan kaybı yalnızca rakamlardan ibaret değil; geride kalan ailelerin dramı, sağlık sistemine binen ek yük ve toplumun sosyal dokusuna verilen zarar da cabası. İstersen, bu karanlık tabloyu üç alt başlık altında daha yakından inceleyelim.
Sigara Tüketiminin Boyutları ve Toplumsal Etkileri
Türkiye İstatistik Kurumu verileri, yaklaşık 19 milyon kişinin aktif sigara kullanıcısı olduğunu gösteriyor. Nüfusun neredeyse dörtte birini temsil eden bu sayı, özellikle gençler arasında hızla yükseliyor. Uzmanlar, tütün endüstrisinin çeşitli pazarlama stratejileriyle kullanıcı sayısını canlı tuttuğunu ve bu durumun kamu sağlığını doğrudan tehdit ettiğini vurguluyor.
Sigara tüketimi sadece bireysel bir tercih olarak değerlendirilemez; her bir paketle birlikte hastane yükü artıyor, sağlık harcamaları yükseliyor ve kaybedilen her bir can, geride derin bir üzüntü bırakıyor. Sadece geçen yıl hastanelere başvurulan tütün kaynaklı hastalık sayısının 100 bini aştığı düşünülürse, her gün yaşanan 300 ölümün ne kadar önlenebilir bir trajedi olduğu ortaya çıkıyor.
Nikotin Bağımlılığı ve Gençlerin Durumu
Sigara dumanında tespit edilen 7.500’e yakın zararlı madde ve bunlardan en az 50’sinin kanserojen olması, bağımlılık riskini katlayıcı nitelikte. Özellikle gençlerin beyin gelişiminin sürdüğü 25 yaş öncesinde başlanan sigara kullanımı, kısa sürede geri dönüşü zor bir bağımlılığa dönüşebiliyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden uzmanlar, nikotinin beyindeki ödül merkezlerini etkilediğini, kişinin bir sigara daha içme isteğini sürekli tetiklediğini ifade ediyor.
Bu döngü, gençlerin ileride yalnızca sigara değil, farklı zararlı alışkanlıklara da kapı aralamasına neden olabiliyor. Ayrıca her sabah milyonlarca gencin ellerine tutuşturduğu sigara paketi, onların uzun vadeli sağlık planlarını kara bulutlarla kaplıyor. Kalp hastalıklarından kronik obstrüktif akciğer hastalığına (KOAH) kadar pek çok rahatsızlık, sigaranın tetiklediği zincirleme bir reaksiyonun sonucu olarak ortaya çıkıyor.
Elektronik Sigarada Yanıltıcı Algı ve Riskler
Son dönemde elektronik sigaralar, “daha az zararlı” algısıyla özellikle gençler arasında popülerlik kazandı. Bu ürünlerde de nikotin bulunduğunu ve ısıtma mekanizmasıyla oluşturulan buharın akciğerlere ulaştığında doku hasarına yol açtığını unutmamak gerekiyor. Uzmanlar, e-sigaranın, geleneksel sigaradan daha tehlikeli dahi olabileceğini belirtiyor.
Zira likitteki kimyasal bileşenler ısıtıldığında yeni toksik maddeler ortaya çıkıyor; bu maddeler, uzun vadede akciğer fonksiyonlarında kalıcı bozulmalara neden olabiliyor. Gençler arasında “risk daha az” düşüncesi, e-sigaranın yaygınlaşmasını hızlandırırken, aslında akciğer kanseri, kalp krizi ve kronik solunum sorunları gibi ölümcül hastalıklar için zemin hazırlıyor. Elektronik sigara, tütün endüstrisinin yeni yüzü olarak görünse de zararları hâlâ tam anlamıyla araştırma aşamasında ve mevcut bulgular, bu ürünün yanlış bir kurtuluş stratejisi olduğunu gösteriyor.
Türkiye, sigaraya bağlı her gün 300 kişiyi kaybetse de henüz yeterli tepkiyi vermiş değil. Hükümetin ve sivil toplum kuruluşlarının ortaklaşa çalışarak farkındalık kampanyaları düzenlemesi, sigaraya yönelik vergilendirme politikalarının sıkılaştırılması ve gençlere yönelik erken eğitim programlarının yaygınlaşması gerekiyor.
Sen, belki kişisel olarak sigara içmiyor olabilirsin; ancak çevrendeki bir kişinin “Sadece bir tane daha alayım” demesine izin vermemek, bu zinciri kırmak adına önemli bir adım olabilir. Her nefes, kurtarılmayı bekleyen bir hayat demek. Bu nedenle sigara dumanının gölgesinde kalan yüzlerce hikâyeyi basit bir istatistik olarak değil, gerçek insan kayıpları olarak görmeli ve mücadeleyi birlikte büyütmeliyiz.