Survivor’ın unutulmaz ve tartışmalı isimlerinden Nagihan Karadere, yıllar sonra sessizliğini bozarak yarışmanın perde arkasına dair şok edici itiraflarda bulundu. Özellikle 2016 sezonunda yaşadığı açlık deneyimi ve Yılmaz Morgül ile Tuğba Özay hakkında yaptığı açıklamalar, gündeme bomba gibi düştü.
Ekranların en çok izlenen ve konuşulan yarışmalarından biri olan Survivor, izleyicileri her sezon ekran başına kilitlemeyi başarıyor. Yarışmanın en popüler ve her hareketiyle gündem yaratan isimlerinden Nagihan Karadere, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir programda yaptığı açıklamalarla yine dikkatleri üzerine çekti. Son olarak Survivor All Star’da Aleyna Kalaycıoğlu ile yaşadığı kavga sonrası diskalifiye edilen Karadere, bu kez 2016 sezonuna dair bilinmeyenleri gün yüzüne çıkardı. Esra Ezmeci’nin Youtube kanalına konuk olan ünlü isim, o dönemdeki açlık tecrübeleri ve takım arkadaşlarıyla yaşadığı ilginç anlar hakkında konuştu.
“Yemek Verirler Sandım”: Acun Ilıcalı ile Toplantının Perde Arkası
Nagihan Karadere, Survivor macerasına başlarken kafasında farklı bir senaryo olduğunu itiraf etti. Yarışmaya başlamadan önce Acun Ilıcalı ile yapılan bir toplantıda, “Ölmüyorsunuz, sağ salim getiriyoruz sizi ailenize” sözünün kendisini rahatlattığını belirtti. Ancak bu rahatlama, yemek konusunda yanlış bir beklentiye yol açmış. Karadere, o anları şöyle anlattı: “Hep beraber toplantı yapmıştık, Acun Ilıcalı ‘Ölmüyorsunuz, sağ salim getiriyoruz sizi ailenize’ dedi. Sonra gittik, Yılmaz Morgül, Tuğba Özay ve ben üçümüz ayrı grup olduk. ‘Yemek veriyorsunuz değil mi?’ diye sordum. ‘Evet’ cevabını alınca, ben de yemek verdiklerini düşündüm ve bunu diğerlerine söyledim.” Bu açıklama, yarışmacıların ilk aşamadaki bilgilendirme süreçlerinin ne kadar önemli olduğunu ve yanlış anlamaların nelere yol açabileceğini gözler önüne serdi.
“Yılmaz Beni Öldürecekti”: Açlığın Getirdiği Gerginlik
Nagihan Karadere’nin asıl çarpıcı itirafı ise, açlıkla sınandıkları ilk geceden geldi. Yemek verileceği beklentisiyle adaya giden Karadere, gerçekle yüzleştiğinde büyük bir şaşkınlık ve hayal kırıklığı yaşamış. “İzleyene kadar inanmıyordum, yemek kesin verilir diyordum. Yılmaz’a söylüyorum, Tuğba’ya söylüyorum, tekneler gelip gidiyor,” sözleriyle o anki çaresizliğini dile getirdi. Ancak beklenen yemekler gelmeyince, adada gergin anlar yaşanmaya başlamış.
Karadere, açlığın getirdiği sinir ve hayal kırıklığının, takım arkadaşlarıyla olan ilişkilerini nasıl etkilediğini şu sözlerle ifade etti: “Yılmaz ile Tuğba beni öldürecekti o gece. Aç susuz sabahı bekledik. Bilseydik yemek olmadığını Hindistan cevizi toplardık. Sabaha kadar biz uyuyamadık. Yılmaz beni öldürecekti.” Bu ifadeler, Survivor gibi zorlu bir yarışmada açlık ve uyku yoksunluğunun insan psikolojisi üzerindeki etkisini çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Yemek beklentisiyle gidilen adada, yiyecek bulma motivasyonunun başlangıçta düşük olması, yarışmacıları hazırlıksız yakalamış ve adanın sert gerçekleriyle yüzleştiklerinde büyük bir hayal kırıklığı yaşamalarına neden olmuş. Nagihan Karadere’nin bu açıklamaları, Survivor’ın sadece fiziksel bir mücadele değil, aynı zamanda mental bir dayanıklılık testi olduğunu bir kez daha kanıtladı. Yarışmacıların, adaya ilk adımlarını attıklarında yaşadıkları bu tür bilinmezlikler ve adaptasyon süreçleri, izleyicinin ekranda gördüğünden çok daha fazlasını içeriyor.